SÜNEN-İ TİRMİZİ

Bablar Konular Numaralar  

KİTABU’T-TEFSİIR BAHSİ

<< 3227 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حدثنا هناد حدثنا أبو معاوية عن الأعمش عن إبراهيم التيمي عن أبيه عن أبي ذر قال قال دخلت المسجد حين غابت الشمس والنبي صلى الله عليه وسلم جالس فقال النبي صلى الله عليه وسلم أتدري يا أبا ذر أين تذهب هذه قال قلت الله ورسوله أعلم قال فإنها تذهب فتستأذن في السجود فيؤذن لها وكأنها قد قيل لها اطلعي من حيث جئت فتطلع من مغربها قال ثم قرأ ذلك مستقر لها قال وذلك قراءة عبد الله قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح

 

Ebû Zerr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:

 

Güneş battığı sırada mescide girmiştim. Nebi (s.a.v), oturmakta idi ve bana:

 

“Ey Ebû Zerr! Şu güneşin nereye gittiğini biliyor musun?” buyurdu. Ben de Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedim. Şöyle buyurdular:

 

O gidiyor secde etmek için izin istiyor ve kendisine izin veriliyor. Sanki ona günün birinde geldiğin yerden doğ denilecek oda battığı yerden doğacaktır. Rasûlullah (s.a.v.), sonra Yasin sûresi 38. ayetini okudu:

 

“Ve güneşde de onlar için bir alamet ve işaret vardır. O da kendine ait bir yörüngede akıp gider. Bu kudret sahibi ve herşeyi bilen Allah’ın iradesinin bir sonucudur.” İşte bu güneşin istikrar bulmasıdır. Ebû Zerr dedi ki:

 

Abdullah b. Mes’ûd’un okuyuş şekli böyledir.

 

 

İzah:

(Buhârî, Bed-il Halk; Müslim, İman)

 

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.